8 Kasım 2010 Pazartesi

dilma

babası o daha doğmadan bulgaristan’ı terk edip brezilya’ya yerleşmiş. piyano dersli, dadılı, mürebbiyeli bi ortamda büyümüş. üniversitedeyken brezilya’da askeri darbe olunca piyanoyu falan sktiredip ulusal kurtuluş cephesi diye bir gerilla örgütüne katılmış, örgüt lideriyle evlenip küba’ya yerleşmiş. banka soygunlarına katılmış, bi de yolsuzluk yapan bir devlet görevlisinin metresinin kasasındaki mücevherleri çalmışlar. brezilya’ya geri dönünce darbeciler tutuklamasın diye estetik yaptırmış ama olmamış tabi. almışlar içeri, 6 gün kesintisiz vermişler elektriği, sopayı.

hapisten 20 kilo verip çıkınca direkt bi üniversitede master yapmaya başlamış efendi gibi ama orda da fazla dayanamayıp tam tezini teslim etme aşamasında bırakmış okulu, işçi partisine kaydolmuş. arada lenf kanseri olmuş ama iyileşmiş. brezilya’nın solcu bi memleket olmasının da avantajıyla siyasi kariyer yapmış, ülkesinin önce ilk kadın enerji bakanı, sonra da genelkurmay başkanı olmuş. bi kaç kez daha evlenmiş ama her kocasının ilk evliliği olmuş. geçen hafta bu ilklik koleksiyonuna devlet başkanlığını ekledi.

insanlara tek bir hayata her bir boku birden sığdırabilecekleri ilüzyonunu pazarlayan modern perakende felsefelerin aksine kendi doğrusunu belirleyip seçimlerini ona göre yapmış. yolda sağlığını, eğitimini, yüzünü, kocalarını kaybetmiş ama vardığı yerde hepsine birden sahip olmuş istisnai ve de tehlikeli bi örnek. yani bu ablanın yaptıklarını sakın evde denemeyiniz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder